Doç. Dr. Ayşe Nur Torun İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı


Doç. Dr.Ayşe Nur TORUN

Gebelik ve Endokrinoloji 

Gebelik yeni bir canlının dünyaya gelmesi açısından çok özel, önemli ve güzel bir süreçtir. Gebeliğin oluşması ve sağlıklı bir biçimde devamı için endokrin organların düzgün çalışması, yani endokrin iyilik hali gerekir. Buna ek olarak bazı endokrin hastalıklar gebe kalmayı engelleyebilir (örneğin; hipotiroidi, prolaktinoma ve PKOS gibi), bazılarıysa gebelikle ilişkili olarak daha sık görülebilir (örneğin gebelik ilişkili hipertiroidi, hiperlipidemi, gestasyonel DM) ve gebelik seyrini etkileyebilir. Gebelik kendine has özellikleri olan bir süreç olduğundan, gebede görülen endokrin hastalıkların deneyimli bir uzman tarafından tanı, takip ve tedavisi anne ve bebek sağlığı açısından son derece önemlidir.

 

Gestasyonel Diabetes Mellitus (gebelik şekeri):

Gebeliğin ileri haftalarında ortaya çıkan, sıklıkla gebelikten sonra düzelen gebeliğe özgü bir şeker hastalığıdır. Anne ve bebek sağlığını önemli ölçüde etkileyen ve toplumda diyabet ve obezite sıklığının artışı ile paralel olarak görülme sıklığı artan bir durumdur. Gebelik sırasında kan şekerinin normalin üzerinde seyretmesi, ilk 3 ay içinde doğumsal anomali (gelişim bozukluğu) riskini arttırır ve bu durum gebelikten önce diyabeti ya da gizli şekeri olan anneler için geçerli bir durumdur. Oysa gestasyonel diyabet kural olarak gebeliğin 24. haftasından sonra artan insülin direncine bağlı olarak gelişen bir diyabet formudur. Bu nedenle de doğumsal anomali riski taşımaz. Ancak gestasyonel diyabetle ilişkili olarak artan riskler de vardır. Bu riskler annenin yüksek kan şekeri nedeniyle bebeğin kanında insülin düzeyinin yükselmesi, bu sayede de bebeğin normalden fazla kilo alması ve suyunun artması ile ilişkilidir. Bebeğin aşırı büyümesi erken doğum ve erken doğuma bağlı sorunlara (bebekte enfeksiyon, beslenememe ve solunum problemleri), zamanında doğum olsa bile doğum ilişkili problemlere (zor doğum, forceps-kaşık uygulaması, gereksiz sezaryen doğumu) yol açabilir. Ayrıca zor doğuma bağlı oksijensizlik, doğum sonrasında bebeğin kan üretiminde artışa bağlı olarak gelişen dolaşım problemleri ve kan şekerinde düşme ile kalıcı beyin hasarı riski doğabilir. Gestasyonel DM, bahsi geçen tüm bu riskler nedeniyle hem anne hem de bebek sağlığı için son derece ciddi sonuçları olabilecek bir hastalıktır. Zamanında tanı konularak ve iyi bir şeker kontrolü ile tüm bunlar engellenebilir. Bu nedenle özel şartları olan gebelerin, özelliklerine göre gebeliğin belli dönemlerinde diyabet açısından taranmaları gerekir. Eğer anne adayı özel bir riske sahip değilse, tarama için önerilen dönem 24. gebelik haftasıdır. Tarama iki ya da tek aşamalı olarak, şeker içerikli bir sıvı (şeker yükleme testi) ile yapılır. Testi bulantı ve kusma nedeniyle yapamayan annelerde ilk aşamada açlık ve tokluk kan şekeri bakılarak da karar verilebilir. Bununla birlikte şeker yükleme testi uzun deneyimi, testle ilişkili herhangi ciddi bir yan etki tanımlanmaması nedeniyle kolay uygulanabilir ve güvenli bir testtir. Gestasyonel diyabetin önlenebilir ciddi sonuçları ve taramanın güvenli özelliği birlikte düşünüldüğünde, gebelerin bu açıdan taranması son derece bilimsel ve etiktir.  

Gebelik şekeri tanısı konulduktan sonra tedavi diyetle yapılır. Diyet tedavisi ile güvenli kan şekeri kontrolü yapılamayan annelerde ise tek güvenilir tedavi seçeneği insülin uygulamasıdır. Gestasyonel DM gebelik sonrası sıklıkla düzelebilir bir durum olduğundan, insülin tedavisi de sıklıkla gebelik sonrasında bırakılır. Ancak düzelme olup olmadığının anlaşılması için gebelikten 6-8 hafta sonra şeker metabolizmasının tekrar değerlendrilmesi gerekir.

Gebelik şekeri ileriki yıllarda şeker hastalığı gelişimi açısından önemli bir risk faktörüdür. Bu öyküye sahip kadınların 3-5 yılda bir şeker metabolizmalarını değerlendirmeleri gerekir.